40'lı yaşlarındaki Berrin, hayatın zorluklarıyla kavrulmuş inatla, ısrarla mücadele eden bir kadın. Kıymetinin bilinmediğini düşünüyor. İki kızı bir de ömrünü boşa adadığını düşündüğü bir kocası var. Kızlarını iyi ve yüksek itibarlı evlilik yapmasını bir inat meselesi haline getirmiş; kendi gençliğinin ödeşmesini onlarla yapacakmış gibi ihtiraslı bu konuda. Erdemli ailesinin kendisini küçümseyen, aşağılayan davranışlarını, üstünden ılık bir su gibi akıtıyor; sinirlerine ve duygularına hakim oluyor ve geçiştiriyor. Sonra bütün öfkesini arkalarından kusuyor. Onu hayata bağlayan, yaşam enerjisini veren şey bu neredeyse.
