Kocaman Ailem tüm bölümleri ile atv.com.tr'de.
Kayserili, yoksul bir ailenin çocuğu olan Hulusi, yıllarca dişini tırnağına takmış büyük bir sucuk markasının sahibi olmuştur. Çalışmak ve mücadeleyle geçen bir ömür yüzünden ne evlenmeye ne çocuk yapmaya fırsatı olmamıştır. Daha doğrusu o öyle sanmaktadır... Kocaman çiftliğinde, kardeşi ve onun eşiyle yaşamaktadır. Her ne kadar cimriliğiyle nam salmış olsa da içinde tertemiz, iyi yürekli, merhametli bir adam vardır. Sadece Hulusi bu iyi taraflarını göstermek konusunda da cimridir o kadar..
Hulusi'nin tek kardeşi olan Şinasi, abisi ve karısı ile çiftlikte yaşamaktadır. Hayata hep pozitif taraflarından bakar, öyle ki ne abisinin cimriliği, ne karısının şirretliği, onları çok sevmesine engel olmaz. İsteseler her ikisi için de canını verir. Saf kalpli, itikatı güçlü, aza tamah eden, büyük hırsları olmayan yani abisinin neredeyse zıttı bir adamdır. Hayattaki en büyük hırsı abisinin onunla gurur duymasını, karısının ise onu takdir etmesini sağlayabilmektir. Bu hırs onun başına çeşitli işler açacaktır.
"Şampiyon" diye de bilinen Demir, bir zamanlar ringlerde fırtınalar estirmiştir. Fakat sakatlanınca kariyerini bırakmak zorunda kalmış, kurumsal hayata dönmüştür. İdealist, dürüst son derece güvenilir olan genç adam bu özellikleri yüzünden Hulusi'nin sağ kolu olmuştur. Aralarında patron-çalışan ilişkisinin ötesinde baba-oğul bağı vardır. Hulusi'yi babası olsa bu kadar sever. Güçlü, kararlı, ne istediğini bilen Demir'in tek zaafı tabii ki Elif'tir.
"Delikanlı" lafının bir tek erkeklere söylenmediğinin en büyük kanıtı, vücut bulmuş hali Elif'tir. Sadece bu da değil; dibine kadar inatçı, köküne kadar duygusal, sonuna kadar aşıktır... En büyük kalp ağrısı, 3 kez nişandan, 6 kez sözden döndüğü, gönlünün şampiyonu Demir ile bir türlü mutlu sona kavuşamıyordur. Ama ona göre bu konuda kendisinin zerre kadar kabahati yoktur, tüm suç o Demir denen şampiyondadır. Ama çok seviyordur Demir'i çok.
Yıllar önce Hulusi yüzünden hayatı tepe taklak olan Güzide, intikam yemini etmiştir. Ne olursa olsun, Hulusi'nin de onun gibi çöktüğünü görmek istemektedir. Önce şirketini elinden almak ister. Sonra da çocuklarını... En ufak bir hataya tahammülü olmayan Güzide, istediği şeyi alana kadar durmayacaktır.
Emekli tarih öğretmeni olan Ayşe, hayatın zorluklarıyla tek başına mücadele etmekle kalmamış, biricik oğlu Ahmet'i de yalnız büyütmüştür. Hulusi onu evlilik öncesi yüzüstü bırakıp kaçık gitmekle kalmamış, babasından kalma sucuk formülünü de çalmıştır. Bir de üstüne hamile olduğunu fark etmiştir. Ama bir gün bile isyan etmemiştir bu duruma çünkü oğlu bu hayatın ona verdiği en güzel hediyedir, tüm dünyasıdır. O kadar ki kazık kadar adama hala çocuk muamelesi yapmaktadır.
Annesi ne kadar üstüne düşüyor, ne kadar seviyorsa, Ahmet de annesine aynı hisleri besliyordur. Sadece bu duygularını gösteremiyordur çünkü duygusal zekası biraz düşüktür. Ama Allah duygusal kısımdan aldıklarını analitik kısma vermiş olsa gerek ki; Ahmet tam bir dâhidir. Az ama öz konuşur. Titiz, düzenli ve sorgulayıcıdır. Bildiğin ana kuzusudur, öyle ki annesinden rıza almadan su bile içemez. Sonuçta her şeyin en iyisini annesi biliyordur.
İkinci Hulusizede olan Sevgi, gizemli, hafif tedirgin edici ama son derece kalender bir kadındır. Bir yere heykeli dikilecek olsa Sevgi'nin yüreğine çimento yetmez! Böyle doğmamıştır elbette, yaşadığı olaylar, zorlu hayat koşulları ve düğün öncesi tüm eşyalarını çalıp kaçan Hulusi onu bu hale getirmiştir. Polisiye olaylara karşı özel bir ilgi beslemektedir. Öyle ki herhangi bir suçu oturduğu yerden çözebilir. Tam bir Müge Anlı hayranıdır. Hayatta vazgeçemediği iki şey varsa, biri oğlu Selim, diğeri ise televizyonudur. Kardeşi Naci alavereci dalaverecidir ama yıllarca ona yarenlik yapmış, oğlunu büyütmesine yardım etmiştir. Kardeşi ve oğlu dahil, kimseye tam olarak güvenmez. Niye güvensin ki; insanoğlu çiğ süt emmiş.
Ortamların bıçkın delikanlısı Selim, aslında kalbinin olduğu yerde küçük bir serçe besliyordur. Pek belli etmese de son derece duygusal ve merhametli bir adamdır. Hayatta örnek alabileceği tek erkek dayısı Naci olmuş, ondan etkilenmiştir. Dolayısıyla ucundan kıyısından bazı tezgahlara bulaşmış ama asla mazlumun, yoksulun tek kuruşuna dokunmamıştır. O ekmeğinin peşindedir. Hem bu dolandırıcılık değil, ticarettir ona göre. Şeytan tüyü vardır bu çocukta, sempatik ve komiktir. Ve ne yaparsa yapsın da hep dört ayak üstüne düşer.
Ablası eniştesi tarafından dolandırılıp bir de üstüne hamile kalınca Naci bırakıp gidememiştir ablasını bir daha. O günden beri ablası ve yeğeniyle yaşamakta, onlar nereye giderse o da onlarla gitmektedir. Yeğenden öte evlat yarısı bildiği Selim'i kendine göre yetiştirmiş, sokağın, ortamların tüm kurallarını öğretmiştir. Yalan söylemek konusunda doktora sahibi olan Naci, bunca tezgaha, dalavereye rağmen hep meteliksizdir. Olsun gönlü zengindir onun da. Ablası ve yeğeni için dünyayı ayağa kaldırabilir.
Emekli hemşire olan Jale, deli dolu kızı Elif'le birlikte sakin bir hayat sürmektedir. Ta ki kızının uzatmalı sevgilisi çat kapı gelip onu acı gerçekle yüzleştirene kadar... Jale kızını kaybetmeme uğruna hiç tanımadığı Hulusi'nin evine yerleşecek, bambaşka bir maceranın içine girecektir. Olsun, yeter ki kızı Elif mutlu olsun ve yanında dursun.
Güzide'nin içerideki adamıdır. Ercan, Demir'le yakın arkadaş, şirkette de önemli pozisyonda olan bir karakterdir. Güzide'yle birlikte yavaş yavaş şirketi ele geçirirken kimse ondan şüphelenmez. Hatta güvenilir biri olarak tanınmaktadır. Ne vakit duygular işin içine girecek, Ercan bocalamaya başlayacaktır.
Babasının her şeyi olan Berrak, başarılı ve hırslı bir polis komiseridir. Genç yaşına rağmen hızla yükselmiştir. Prensiplerine oldukça bağlıdır. Her zaman gerçeğin ve adaletin peşindedir. Babası gibi Berrak'ın da pamuktan bir kalbi vardır. Fakat söz konusu işi ise kimsenin gözünün yaşına bakmaz.