Zeliş düğünde, bir anlığına Hande'yi görmüştür ama Hande aynı hızla yok olmuştur. Mehmet ise çekirge misali bir sıçrar, iki sıçrar, üçte Hande'nin tam karşısına düşer.
Zeliş'in ise içi içini yemektedir. Mehmet'e şaşkın gözlerle bakıp ardından kaybolan o gizemli kadının peşine düşmeye karar verir.
Ancak Zeliş'ten başka kimse öyle bir kadın görmemiştir. Zeliş tam delirdiğini düşündüğü an düğündeki öyle bir detaydan Hande'nin varlığını ispatlar ki, geriye bu kadına ulaşmak kalmıştır. Kimdir bu kadın?
Mehmet'in geçmiş hayatından çıkıp gelen bir sevgili midir? Yoksa karısı mıdır? Zeliş kafayı takmıştır bir kere. Sorularına cevap bulmanın yollarını arayacak, Mehmet'in hafızasını türlü yöntemlerle tetiklemeye çalışacaktır.
Hande'nin ise Mehmet'in peşini kolay kolay bırakmaya niyeti yoktur. Mehmet'i elde etmek için şeytanın aklına gelmeyecek bir yöntemle kolları sıvayacaktır.
Köşe bucak Hande'yi arayan Zeliş hiç beklemediği bir anda kendini Hande'nin karşısına buluverir. Sonunda bu gizemli kadının kim olduğunu öğrenecektir.