Gökten tepesine aniden inen aşkını yine ani bir hızla kaybettiğini zanneden Zeliş, karşısında yeniden Mehmet'i görünce çok şaşırır.
Mehmet gitmekten vazgeçmiş, açtığı zararı ödemek için tabiri caizse Zeliş'in "kölesi" olarak Taşkıran'da çalışmaya başlamıştır. Ancak Mehmet, Zeliş'in bilmediği bir sırla dönmüştür obaya. Zeliş ise aklına geldiği her an Mehmet'e kök söktürüyordur.
Lüks villasından çıkıp ahırda hayvanlarla yaşamaya başlayan Mehmet'in obadaki mesaisi böylece başlar.
Mehmet zor koşullarda çalışarak bir taraftan ırgatlığı öğreniyor diğer taraftan da Zeliş'le didişerek onu tanımaya çalışıyordur. Yoksa bu hırçın kız, Mehmet'in sandığı gibi zalim biri değil midir?
Mehmet'in olduğu gibi Zeliş'in de bir sırrı vardır. Zeliş'e aşık olan Soner, bu sırrı bir silah gibi kullanarak Zeliş'i elde etmek üzeredir.
Zeliş'in içine düştüğü zor durumdan kurtulması için bir mucize gerekmektedir ve o mucize Zeliş'in hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği birinin eliyle gelecektir…