Sen Anlat Karadeniz ve tüm yaşamına dair özel soruları biz sorduk Öykü Gürman cevapladı. Merhaba, merhaba. Ben Öykü Gürman. Şimdi sizden gelen soruları cevaplayacağım. Sen Anlat Karadeniz'de en sevdiğin repliğin neydi? Oy nenem yarabbim! Ve bir tane daha var. Ney Mustafam ney? Sen Anlat Karadeniz'de Asiye olmasan 'şunu da oynamak isterdim' dediğin karakter? Şöyle olabilir. Asiye'nin dışında çok farklı kendimi zorlayacak bir karakter olsun isterdim. Mesela deli olabilir. Nasıl delirirdim bilmiyorum yani. Delirmiş birini oynamak isterdim. Şarkıcı olmasa iyi olurdu mesela. Sen Anlat Karadeniz setinin en düzenlisi? Bence ben. Öykü şimdi onu alır oraya koyar. Öykü şimdi şey aman geç kalmayalım. Aman şimdi düzgün olalım. Karavan böyle toplu olsun. Eşyalarım kıyafetlerim. Hep düzenli sorumluluk sahibi. Ben. Sen Anlat Karadeniz setinin en tez canlısı? Ben. Hiperaktiftim. Heyecanlı. Sahneyi çekmeden önce güzel enerjilerle dolu. Her zaman pozitif enerjiyle olumlu düşüncelere sahip olan tez canlı bir Öykü'cüğüm. Senaryoyu okuduktan sonra aklınızdan ilk geçenler neler oldu? Kayınvalide gelin ilişkisi çok cezbetmişti. Asiye'nin Mustafa'yla olan aşkı kesinlikle. Aralarındaki replikler ama onlardan ziyade, keşan. Mesela orada yazıyordu keşanını alır ve savurur, keşan kullanır diye. Madem keşanı savuruyorsam saçımı da savururum dedim. Ve 'Ney Mustafam Ney'. Sizin için aile ne ifade ediyor? Her şey. Aile her şeydir. Kardeşleriniz var mı? Onlarda aranız nasıl? Bu yüzyıllardır soruldu. Ve yüzyıllar boyunca sorulmaya devam edecek. Biliyorum. Gayet iyi hiçbir problem yok. Sadece İspanya'da yaşadığı için çok özlüyorum. Ve birlikte onun da kendi yapmak istediği projeleri gerçekleştirip, benimle tekrar bir projeye evet demesini bekliyorum. Ailenin haşarı çocuğu hanginiz? Zamana göre değişiyor bu çünkü biz ikiziz. Ben ilkokulda biraz daha içe kapanık bir çocuktum. Daha duygusaldım. Berk biraz daha dışa dönüktü. Daha fırlamaydı çocukken. Sonra orta okul lisede ben biraz daha dışa dönük olmaya başladım. Hatta böyle okulda. Bir grup bile kurmuştum çete gibi. Yani kötü şeyler yapmıyorduk ama. Lisede biraz böyle Öykü reisliğim vardır yani. Tuhaf bir set anınız oldu mu? Biz Sinan'la, Sinan maç izliyor tabii Galatasaray maçlarını. Mesela maç olduğu zaman dramatik bir sahne çekeceğiz ağlamam gerekiyor benim. Sinan tabii hemen role giriyor anında. Ben biraz daha duygusal bir tipim. Şimdi o da maçı izliyor telefonda. Ben de ağlayacağım sahnenin yatak odasında gitme gitme diyorum. Mehmet Ali geliyor çok kalabalık bir sahne. Kaleli konağa geliyor. Ben de ne olur Mustafa gitme diyorum. Kapının arkasında duruyorum ama ağlıyorum. Şimdi o sahneyle merdivenlerden inip dışarıya bağladığımız sahneyi farklı zamanda çektik. Yani aynı gün çekmedik. Şimdi kestik bitti. Set bitti o gün çalışmamız durdu. Sonra aşağı ineceğiz. Ben yukarıda ağladım, ağlayarak çıkmam gerekiyor. Sinan da maçı açtı. Ertesi gün o devamlılığı tutturacağım diye. Çünkü ağladım tekrar ağlamam gerekiyor. Bu sefer acaba gol attılar mı? Yani o tezahürat seslerini duyuyorum ya. Kafamda o var çünkü. Biraz önce Sinan telefondan izlediği için. O çünkü hemen kapatıyor anında role girer hiç şey yapmaz. Ben ama o gün konsantrasyonum da çok eksik. O maçı izliyordu ona sinirlendim ya. Ona sinirimden artık sinir bozukluğumdan ağlamaya başladım bu sefer. Sonra devamlılığı tutturdum yani. Gülmekten çekmeye zorlandığınız bir sahne oldu mu? Bir sahne vardı Mercan karakteri asıyor kendini. İntihar gibi. Biz de sofradayız iftar yapacağız. Ya da sahur bilmiyorum ikisinden biri. Saniye hanımın bir repliği var. Ey gidi Mercan diyecek tamam mı? Kızın başına gelmeyen kalmadı. Nurşim abla onu o kadar güzel söyledi. Öyle bir ey gidi Mercan dedi ki. Ey, ey... Biz hepimiz sanki organize olmuş gibi. Aynı anda kahkahalarla gülmeye başladık. Ama masada olan herkes. Nurşim abla ey gidi Mercan deyince biz böyle kahkahalarla gülmeye başladık Nurşim abla kızdı hatta. Niye gülüyorsunuz ciddi bir sahne çekiyoruz diye. Haklı. Mercan'ın yaşadıklarını Mercan'ın hikayesini o kadar güzel sadece bir sözüyle sadece ey gidi Mercan'la o kadar güzel anlattı ki. Biz o anda Mercan'ın başına gelenlerle bütün her şeyi birleştirince ve sonra inanın uzunca bir süre çekemedik yani gülmekten. Çok komikti. Bir de dışarıdan taşlıyorlar Kaleli konağı. Kapının yanlarındaki lambalar patlıyor. İşte taşlıyorlar camlar patlıyor bir şeyler oluyor. Sinan'la, Ulaş da tamir yapıyorlar. Sinan da ampulü alıyor aşağıdan yukarıya takacak. Kalkıyor eğiliyor, kalkıyor eğiliyor ya sürekli. Ben de kapının dışından geleceğim. Göremiyorum tabii nasıl eğiliyor kalkıyor. Taktı mı lambayı. Ya kardeşim bir şey oluyor ampul düşüyor. Bir şey oluyor ya biri repliğini unutuyor. Bir şey oluyor Ulaş tam bir şey söyleyecekken gülüyor. Bir şey oluyor Sinan bu sefer kendisi eğiliyor kendisi eğildiğine gülüyor alamadığına. Ben de şey diyeceğim. İşte koşacağım koşacağım diyeceğim ki; 'Tahir kuzum sen ne ettin ne dedin Nefes'e? Kız ağlıyor.' Ay Allahım ben bir türlü kız ağlıyor içeride diyemedim. Kız ağlıyor diyeceğim gülmeye başlıyorum. Çünkü onların o halini görüyorum orada dışarıda. Zamanlamayı tutturamıyoruz bir türlü. Bir gidiyorum böyle hoca diyor koşarak çık diyor. Bir gidiyorum kameranın önüne doğru geçmişim. Bir gidiyorum profilde kalıyorum. Sonra şöyle şeyler de oluyordu. Karadeniz'in Trabzon'un havası çok değişken olduğu için Karadeniz'in Trabzon'un havası çok değişken olduğu için. Buradan rüzgar gel buraya yapış tamam mı. Mustafa'yla ağlıyoruz bu arada. Ama ağlıyorum ya o kadar çünkü üzgünüm ki. Saçımın rüzgardan dolayı buraya gelmesi eğer benim bu gözyaşlarımı ve o hissettiğim şeyi bozarsa ve hoca kestik derse yandım diyorum içimden. Ben diyorum bir daha aynı duyguyu aynı konsantrasyonla ve aynı şekilde tekrar nasıl yakalayabilirim? Neyse o sahne öyle çekildi. Yayınlandı ve çok büyük beğeni aldı. Çünkü bence o sahnenin öyle kalması çok iyi oldu. Sen Anlat Karadeniz ile herkesin yengesi oldun hala seni gördüklerinde yengem, Asiye diye sesleniyorlar mı? Hep devam ediyor zaten sevgili fanlarım sağ olsun. İşte yengem konserdeyiz, yengem kahvaltıdayız. Yengem yemekteyiz yengem pazardayız. Yengem alışverişteyiz. Hep böyle fanlarım sağ olsun gruplar açıyorlar. Ben yengesiyim herkesin, yengesiyim tamam. O kabulüm yani başımın üstünde yeriniz var. İstanbul'a döndüğünde en çok özlediğin şey neydi? Evimi, mutfağımı, yatağımı yani evimi çok özledim. Tabii ama annemi çok özledim. Gidip geliyordum ama annemle vakit geçirmeyi çok özledim. Moda'ya gittim Kadıköy'ü falan çok severim ben. Beyoğlu'nu da çok severim. Hemen oralara gitmek istedim. Gerçekten denizi çok özledim Ortaköy'ü falan. Gezdim de yani bir de alışveriş yapmayı. Söylemesi ayıptır biraz severdim böyle avm'lerde gezmeyi. Öykü ile Asiye'nin benzer yanları var mıydı hiç? Evet elbette var merhameti, vicdanı, iyi niyeti, samimiyeti, dürüstlüğü, sevgi dolu oluşu anaç olması. Yani bunlar benimle çok benzerlik gösteren huylar. Karakter özellikleri. O yüzden Asiye bu anlamda çok yakın bulduğum biri kendime. İyi ki var. Sen Anlat Karadeniz final bölümünü çektiğinde ne hissettin? İstanbul'a gidiyorlar dizi orada devam edecek diye düşünüyordum biliyor musunuz o an. Hala son bölüm olduğunu bilmeme rağmen. Yani o kadar ayrılma o kadar bitme fikrine inandıramadım ki kendimi. Ve oradaki ağlayışım ben bu arada gerçekten oynadığım her ana inanarak ağladım. Asla bir şey kullanmadım. Çünkü bunu da itiraf edeyim arkadaşlar. Ben 21,22 yaşında gözümden miyop vardı lazer ameliyatı oldum. Ve ağlama sağlatacak şeyleri kullanamıyorum. Kendim ağlamak zorunda kaldığım için hiç ekstra bir şey kullanmadığım için. Ve gözümü sürekli kırpıştırmak zorunda kalıyorum ve. Bu oyunculuk yaparken hiç olmaması gereken bir şey. Oynadığım her sahnenin gerçek olduğuna inandım ben. Final sahnesi de böyle bir sahneydi. Hem dizinin bittiğine ağlıyordum inanamıyordum. Hem de acaba İstanbul'a gidiyorlar. Bizi de yanlarında alırlar ve İstanbul'da acaba dizi devam mı edecek diye düşünüyordum. Bunu bile düşünüyordum yani. Trabzon'dan acaba dizi İstanbul'da mı çekilmeye başlar diye. Biz Kaleli konaktan ayrılıyoruz işte. Nefes, Tahir gidince biz de gidiyoruz diye düşünmüştüm. İçim dışıma çıktı zaten izlediğinizde göreceksiniz. Göz altlarım gözlerimin üstü. Her yer o kadar ki böyle salya sümük falan ağladık. Öyle böyle bir ağlama değildi o yani. Ama sonra o sahneyi bitirdikten sonra zaten artık her şeyin final kararı alacağı belliydi. Sonra hayatımıza tabii devam ettik. Sen Anlat Karadeniz setinde ilk günün nasıl geçti? İlk Asiye, Mustafa sahnesiydi zaten. Mustafa diye Mustafa'nın gözüne bakmıştım gözlerimi süzerek. Bütün set ekibinden alkış gelmişti. Çünkü o anda o kadar büyülü bir şey yaşamıştık ki. Sinan'la, can partner o benim canım. O duygu herkese geçti. Oldu bu iş dedim yani Asiye Mustafa bence çok aşıklar dedim. Sen Anlat Karadeniz zamanını düşündüğünde keşke dediğin bir şey var mı? Keşke daha uzun sürseydi. Tabii ki var yani en çok bu var keşke. Keşke 64 bölüm değil 164 bölüm 264 bölüm sürseydi keşke yani. Sence izleyici Asiye'yi neden bu kadar çok sevdi? Gerçek oluşu dediğim gibi. Asiye ve Mustafa'nın aşkında en çok sevdiğin şey neydi? Aşk. Yangazlar, kayınvaliden, Mustafa'm, Nefes ve Tahir: Bunları aynı cümlede kullanır mısın? Aile. Kaleliler. En sık kullandığın 3 emoji? Flamenko kadın. Baş parmak yukarı da şu. Nazar boncuğu. En son gittiğin tatil? Barselona. Kardeşimin yanına gittim Cordoba'ya. Ondan önce de Viyana'ya gittim, Viyana'dan Barselona'ya geçtim. En son dinlediğin şarkı? Yine saçlarda aklar. Boşa geçti yine yıllar. Ferdi Özbeğen Yine Saçlarda Aklar. En son okuduğun kitap? Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir- Hakan Mengüç. En son izlediğin film? Parasyte, Oscar ödüllü hatırlıyor musunuz? Muhteşem bir film o ya. Ben o filme bayıldım yani çok sevdim bilmiyorum. En sevdiğim film o yani şu zamanlarda izlediğim. Seni anlatan bir video/belgesel hazırlansa jeneriğinde hangi müziğin çalmasını isterdin? Her yaşın ayrı bir güzelliği var. Bence bu güzel olurdu yani. Yediğin en garip yemek neydi? Arkadaşlar size söylüyorum. Yurtdışında sakın deniz mahsulü ürünler yemeyin. Zehirlenebilirsiniz benim başıma geldi. Merak ettim yedim, cevabımı da aldım. Al sana istiridye oldu. En sevdiğin oyuncak? Snoopy, çok seviyordum bunu böyle. Köpekçikler çizgi film karakteri olarak. Bebeklerimi çok seviyordum. Bir de Betty Boop hastasıyım ben. Dinlemekten sıkılmadığın şarkı? Evlerinin önü boyalı direk. Dinlemekten de asla sıkılmadım. Söylemekten de hiç sıkılmadım çok teşekkürler ilginiz için. Uyuduğunuz en ilginç yer? Karavanda böyle daracık bir şey var ya. Şu kadar falan oturma yeri. Orada böyle set arasında şöyle. Şöyle uyuduğumu biliyorum. Size takılan bir lakap var mı? Yani reis herhalde. Asiye'de Asiye reis oldu, Öykü Öykita. Mesela Berk, Öykita falan der bana. Pazar kahvaltısının olmazsa olmazı? I know what it is to be old but you,you don't know what it is to be young. O şarkı eşittir benim için pazar kahvaltısı. Şarkıyı babam çok dinlerdi belki herhalde o yüzden olabilir. Pazar kahvaltılarının olmazsa olmazı şarkıları onlar. Olmazsa olmaz besini Peynir, zeytin, domates kafi. Tuhaf bir takıntınız var mı? Var yani bir takıntım ki bunu fanlarım çoktan fark etti. Hatta bununla ilgili video da yaptılar üst üste montaj yapıp. Bir tanesi şu. Saçlarımla oynarım sürekli saçlarımla oynarım. Sürekli, bu benim bildiğim büyük takıntım. Bir de şu. Çok yapıyormuşum farkında değilim. Yapıyorum ama. Küfür etmeden, küfür etkisi yaratan bir cümle söyler misiniz? Ya bir git Allasen ya. Ya he he. Hı hı. Anladım ben seni. Sorulmasından rahatsız olduğunuz bir soru var mı? Özel hayatım, direk özel hayatım. Acayip rahatsız oluyorum çok rahatsız oluyorum. Peki bize biraz özel hayatından bahseder misin? En çok kullandığın kelime? Tamam, olur. Teşekkür ederim. Genelde olumlu kelimeler çok şükür ve teşekkür ederim evet çünkü teşekkür etmek de bir şükür. Telefonunuzla çektiğiniz son fotoğrafı paylaşır mısınız? Güzel bardaklar, Cunda'da yaşıyor o da. Çok tatlı yani Gamze teyze. Telaffuz etmekte zorlandığınız bir kelime var mı? Yok hiç olmadı aslında. Açık konuşmak gerekirse. Okuma yazma öğrenirken de yaşadığım bir zorluk hatırlamıyorum. Kimsenin bilmediği bir özelliğiniz var mı? Yok bir şeyler yapamıyorum isterdim şu an size bir şey göstereyim ama. Hiç kopya çektiniz mi? Tabii ki canım. Kopya çekmeyen öğrenci mi var? En sevdiğin ders? Edebiyat. Ben ve edebiyat tabii ki. Romantik Öykü. Sınıfın neresinde oturuyordunuz? Bizim lisede zaten kaç öğrenci vardı? Güzel sanatlar lisesinde okudum biz ikinci mezunlarıyız. Çok kalabalık bir okul değildi. Tekli sıralar vardı. Ben hep en öndeydim. Efendim çok teşekkür ediyorum. Umarım keyif almışsınızdır bu röportajı okurken. Sen Anlat Karadeniz ile ilgili söyleyecek çok fazla şey var. Çok güzel hatıralar oldu. Bana çok güzel öğretiler kaldı. Çok şey öğrendim. Dolayısıyla çok mutluyum öyle bir projede yer aldığım için. Yine en kısa zamanda görüşmek dileğiyle.