Her Mekke Fethi anlatılırken, anlatılması gereken bir manzara var. Mekke’ye girmeden önce Allah’ın Nebisi Aleyhissalâtu Vesselâm bir ara şehre yakın yerde devesini yer çöktürdü ve indi deveden.
Dikkati çeken bir şey var. Oraya yoğunlaşmış… Orada ne var acaba? Ne gördü Nebi? Ne görmüş biliyor musunuz? Bir köpek görmüş. Dişi bir köpek… Yere uzanmış sere serpe. Yavruları analarından süt emiyorlar.
Orayı görmüş, ona takılmış. Dişi köpeğin merhametini, yavrularının anaya bağlılığını görmüş. Koca orduyu durduruyor. Hayvanını yere indiriyor, iniyor hayvandan. Yürümeye başlıyor.
Sevgiyi ve merhameti dokunaklı bir şekilde yüreğe kazıyan Nebi, yöneldiği hayvanın yanına doğru geldi ve ne yaptı biliyor musunuz? Yolun tam ortasında eteğini çekti ve yere oturdu. Bir sofrada oturan, “ben köle gibi yerim, köle gibi otururum” diyen peygamber…
Bir kölenin oturuşu gibi, yere çöktü ve oturdu. 10 bin insan, “Allah’ın Nebisi ne yapıyor? Neden durdu” diye ona bakıyor.
Ne düşündü bilemiyoruz. Annesinden uzak kalmış çocukları düşündü belki. Yitirilmiş canları düşündü belki. Sonra birden duruverdi. “Cuail neredesin” dedi.