Aksakalların mekanında Kayı'nın sancağının diğer Türk Boylarının sancaklarından büyük olması Osman Bey'in dikkatini çekti.
Osman Bey'in "Kayı'nın sancağı neden diğerlerinden büyüktür? Evveli böyle değildi!" sorusuna Aksakallıların başı "Kayı büyüdükçe sancağı da büyür! Ta ki cümle cihanı kaplayana kadar! Amma unutmayasın, heybetiyle bir derdi de büyür!" şeklinde cevap verdi.
Aksakallıların başının, Osman Bey'e güvenen Türkmenlerin, İnegöl fethiyle taşkın bir sel gibi garba geldiklerini söylemesine üzerine Osman Bey "Eyvallah… Biz de fetih davasını bundan güderiz! Konmamış, yurt edinmemiş tek bir Türkmen kalmayacak. Dileyene köy, dileyene ova… Madem taşkın sele denk gelirler, var gücümüzle Bursa'ya uzanırız! O taşkın sel ile surlarını döveriz! İznik'e, Yenişehir'e dayanırız! Yeter ki bizden olan bize gelsin! " sözleriyle fetihlerin devam edeceğini belirtti.
Aksakallılar, Türk'ün geleceğinin, İslam sancağının dikileceği son noktanın Osman Bey'de olduğunu söylediler ve Osman Bey'in hedefini sordular.
Osman Bey "Bursa! Ufkum da davam da ömrümden uzundur Elhamdülillah!" diyerek sırada Bursa'nın fethi olduğunu söyler.
Aksakallıların başının Bursa'nın fethinin henüz erken olduğunu söylemesi üzerine Osman Bey kendinden emin şekilde "Kökü sağlam olan, en çetin kışta dahi yeşerir! Bilirim, bu muhasara yıllar sürecek!" yanıtını verdi.
Osman Bey, "Bursa'dan evvel Yenişehir'i alacağım! Bursa kuşatmasının karargâhı olacak! Akın akın gelenlere yurt olacak!" diyerek fetih planını anlatır.
Osman Bey obaya girer. Otağ önüne gelir. Çocukları Alaeddin, Orhan ve Fatıma'nın sessizce otağ önünde oturduklarını görür.
Bir gariplik olduğunu anlayan Osman Bey "Fatma'm! Güzel kızım. Orhan! Alaeddin'im… Hayır olsun! Ne deyü asık yüzleriniz? Küstünüz mü yoksa?" sorusuna Fatıma "Bala anam, hastadır baba…" diye cevap verir.