Ömer: ''Ne biçim konuşuyorsunuz ayıp değil mi? Benim nişanlım hakkında böyle konuşamazsınız'' Elif: ''Beyefendi biraz sakin olur musunuz? Burada ifademi veriyorum.'' Ömer: ''Bilip bilmeden iftira atma burada sakin makin olamam!'' Elif: ''Ne iftirası?'' Ömer: ''Senin dünyanda herkes birbirine iftira atabilir ama Sibel öyle bir kız değil kimseye laf ettirmem!'' Elif: ''Bende kendime ve aile laf ettirmem ne olacak şimdi?'' Elif: ''Ya alın şu adamı yoksa şikayetçi olacağım!'' Ömer: ''Parana güvenip insanlara çamur mu atacaksın?'' Ömer: ''Sana da ailene de ispatlayacağım benim nişanlım senin babanın metresi değil tamam mı?'' Elif: ''Kolay gelsin, ne işin var burada?'' Ömer: ''İşim bitti gidiyorum zaten!'' Elif: ''Öyle elini kolunu sallaya sallaya gidemezsin bana bir açıklama yapacaksın!'' Elif: ''Bekliyorum yoksa polisi arayacağım'' Ömer: ''Bence gerek yok'' Elif: ''Var mı yok mu göreceğiz'' Ömer: ''Ben zaten polisim!'' Elif: ''Anlamam gerekiyordu değil mi?'' Elif: ''Geldiğimde ne arıyordunuz arabada bir şey bulabildiniz mi?'' Ömer: ''Olay yerinden birşey kaçmış mı onu kontrol etmeye geldim!'' Elif: ''Bulsanız da söylemezdiniz?'' Elif: ''Peki ya yardıma ihtiyacım varsa?'' Elif: ''Biliyorum birbirimizi tanımıyoruz ama sizinle benim ailemin başına gelenler normal şeyler değil!'' Elif: ''Birden bire aynı acının tarafları olduk, eminim geceleri aynı soruyu soruyoruz kendimize... sizin nişanlınızla benim babam nereden tanıyorlardı birbirlerini ve neden öldürüldüler?'' Elif: ''Emniyetteki tanışma iyi olmamıştı baştan başlayalım. Başınız sağ olsun!'' Ömer: ''Kolay gelsin, benim çok işim var!'' Ömer: ''Ben polisim! Eğer bulunmuş bir kanıt varsa bunu size göstermek zorunda değilim...'' Elif: ''Ama görev yeriniz burası değil siz söylediniz!'' Elif: ''Şimdi emniyeti arayıp sizin kanıtı çaldığınızı söyleyeceğim!'' Ömer: ''Olur selamımı da söyle!'' Elif: ''Ne bulduğunuzu söylemeden gidemezsiniz!'' Ömer: ''Ne o bıraktın kibar kız oyunlarını falan'' Elif: ''Bana ne bulduğunu söyleyeceksin!'' Ömer: ''Bak sana arkadaşlarımı getirdim polisler...'' Ömer: ''Belli birinden kaçıyorsun, derdin neyse anlat çare olurlar!'' Elif: ''Eski erkek arkadaşım biraz saplantılı telefon çaldı ya arayan oydu!'' Ömer: ''Niye açık açık konuşmadın bırakıp gittin beni?'' Elif: ''Utandım!'' Ömer: ''Yani sevgilinden kaçıyorsun?'' Elif: ''Evet herşey bu yüzden...'' Elif: ''Yeni ayrıldık bir türlü peşimi bırakmıyor.'' Elif: ''Küçük bir öpücüktü bu kadar büyüteceğini tahmin etmemiştim!'' Ömer: ''Ne arıyorsun sen?'' Ömer: ''Elması arıyorsun...'' Elif: ''Kuturu ver söyleyeceğim!'' Elif: ''Babamın sakladığı elmaslar varmış acilen onları bulmam gerekiyor!'' Ömer: ''Niye babanın öldürülmesinin bununla ilgisi var mı?'' Elif: ''Bak biz iflas ettik tamam mı? Babamın borcu olduğu adamlar var o borçları ödemem lazım!'' Elif: ''Haklarını istiyorlar!'' Elif: ''Bak ben buraya doğum günüm için gelmiştim zaten gidecektim, biletimi haftalar önceden almıştım. Sandığın kadar iyi bir polis değilsin!'' Ömer: ''Sana samimi birşey söyliyeyim mi? Nedenini bilmiyorum ama sana yardım etmek istiyorum!'' Ömer: ''Polis değilsin, dedektif değilsin elmasları nasıl bulacağını sanıyorsun?'' Elif: ''Sakın bana bu uçuşta tesadüfen bulunduğunu söyleme inanmam!'' Ömer: ''Ama lütfen insanları rahatsız ediyorsunuz!'' Ömer: ''Reklam sektörüne girsen yeni bir kariyer edinebilirsin!'' Elif: ''Neden Roma'ya gidiyorsun?'' Ömer: ''Seninle aynı nedenler elmaslar...'' Elif: ''Seni görmekten sıkıldım'' Ömer: ''Elmasları bulmak için bir fikrin var mı?'' Ömer: ''Bak kabul et artık elmasları tek başına bulamazsın!'' Ömer: ''O adamlar tehlikeli ateş hattında yürüyemeyecek kadar toysun belli oluyor!'' Elif: ''Senin yardımına ihtiyacım yok! Benden uzakta dur yeter!'' Elif: ''Ne işin var senin burada ne istiyorsun benden?'' Ömer: ''Peki bu elmasları bulmak için bir planın var mı?'' Ömer: ''Babanın burada bir ofisi var mıydı?'' Elif: ''Babam buraya sabah gelirdi akşam giderdi!'' Ömer: ''Baban buraya geldiğinde bir otelde kalıyormuş kendisine ait yıllık kiralanmış bir oda!'' Elif: ''Tamam çok iyi harika bir polissin!'' Elif: ''Ne yapıyorsun?'' Ömer: ''İnsan kızdan gizli neden oda kiralar? Ya birşey gizliyordur ya da metresi vardır!'' Elif: ''Babamın metresi falan yoktu'' Elif: ''Ne mi oluyor? Yanlış soru ne olmuyor demen lazım?'' Ömer: ''Benden ne saklıyorsun?'' Elif: ''Ömer lütfen hiçbiri senin suçun değil!'' Ömer: ''En büyük suçlu benim çünkü ona inandım!'' Ömer: ''Hayatta öyle fazla kibirlenmemek lazım!'' Ömer: ''Hayat fena ders verdi!'' Elif: ''Kendine kızma, ben yaptım hiçbir işe yaramıyor!'' Ömer: ''Kitapta okumuştum kaç yaşında olursan ol uyursan geçer diyorlar, kaç yaşında olursan ol uyursan geçmez!'' Ömer: ''Yüzünü asma derin derin nefes al!'' Ömer: ''Yılmak yok, vazgeçersen kaybederiz!'' Elif: ''Neden komiser neden bu kadar katısın!'' Ömer: ''Farkında mısın? Sen de devamlı beni yaftalıyorsun!'' Elif: ''Bir insana katısın demek başka katilsin demek başka!'' Ömer: ''Öyle dışarıdan bakılınca pek de hoş gözükmüyormuş tanıdık geldi değil mi?'' Elif: ''Ben didişmeyi sevmiyorum...'' Elif: ''Komiser az önce tanıdık bir durum dedin ya; Biz Arda'yla Pelin'e hiç benzemiyoruz çünkü bizim konuşacak hiçbir şeyimiz yok!'' Ömer: ''Birşey söyliyeyim mi iyi ki polis olmamışsın!'' Ömer: ''Eski Elif mi şimdi ki Elif mi yalan?'' Elif: ''Lütfen bırak gideyim!'' Ömer: ''Ben böyle kincilik görmedim. Başka biri görse yaşadıklarımızı hem suçlu hem güçlü der!'' Elif: ''Kalben istemesek de ilk günden beri sözlerimizle birbirimizi çok kırdık!'' Ömer: ''Sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?'' Ömer: ''Bu çağda bile eskimeyen aşıklar var ben onların yalancısıyım!'' Ömer: ''Uyuyamadın değil mi?'' Elif: ''Sen gerçekten bu operasyonu başarabileceğime inanıyor musun?'' Elif: ''Bir daha ne olursa olsun, en küçük şeyler için bile sana yalan söylemeyeceğim!'' Ömer: ''Elifim dayan, dayan...'' Ömer: ''Biliyor musun ömrümün sonuna kadar seni böyle izlerim hiç sıkılmadan!'' Elif: ''Yıllar sonra bende yaşlı bir kadın olacağım, gençliğimden eser kalmayacak!'' Elif: ''Eğer senin pusulan sevgin olsaydı yönünü bulman zor olmazdı!''