İçinde aşk, aksiyon, psikolojik gerilimler ve dram olan Maraşlı, 23. bölümü ile atv ekranlarındaydı. Bölüm, #GeçmişinHatırası etiketi ile sosyal medyanın da gündemindeydi. İlk bölümden beri, Maraşlı'nın rüyalarına giren geyiğin sırrı araştırılıyordu. Maraşlı'nın rüyasında geyik görmesi, eski hayatından bir olayın bilinçaltına yerleşmesiydi. Maraşlının rüyasında gördüğü geyiğin sırrı bu bölüm açıklandı. Peki neden Maraşlı, sürekli rüyalarında geyik görüyordu?
23 bölümde, Mehmet ile kardeşi İsmail'in çocukluk sahneleri, izleyiciyi derinden etkiledi. Mehmet İnce'nin babası ile karşılaşınca, hatırladığı geçmişi, acı hatıralarıyla doluydu. Burak Deniz, canlandırdığı Maraşlı rolü ile, çocukluğunda yaşadığı o şiddeti, sanki şimdi bile yaşıyormuş hissini, izleyiciye de yaşattı. Babasının yaşattıkları yüzünden onunla 'Mehmet İnce' olarak değil, 'Maraşlı' olarak savaştı. Mehmet, küçük kardeşine olan özlemini de içinde yaşatıyordu. Onun için o kimliğe bürünmüştü. Mahur'u sevdikçe ise, Celal'den de çıkamıyordu. Kardeşini koruyamayan Maraşlı, hayatını sevdiklerini korumaya adamıştı.
Teorilerin ve tahminlerin önceden tespit edemediği dizi Maraşlı'da, hemen hemen her bölüm, obje olarak, geyik sahnelerini görüyoruz. Mehmet, rüyalarında ve hayalinde, ormandaki yalnız kalmış, bir erkek geyik görüyor. Kimi zaman bir boynuzu kırık, kimi zaman da ormanda sisler içinde gördüğü geyik, anlamlı bir şeye işaret ediyor. Maraşlı'ya bir şey söylemek ister gibi bakan bu geyik, son bölümde, daha da anlam kazandı. Maraşlı'nın, geyiklere ve arabasına olan düşkünlüğü de, anlaşılmış oldu. Geyik ve araba, küçük kardeşi İsmail ile olan anılarıydı. Onun ile geçirdiği çocukluk günlerinin acı hatıraları, daha sonraki tüm hayatını etkileyecekti. O yıllarda babası, ailesine uyguladığı şiddeti, sanki Mehmet'in suçuymuş gibi, o yaştaki bir çocuğun küçük omuzlarına yüklemişti.
Mehmet, rüya dışında geyik hayaliyle ilk, Mahur'un vurulduğu gün karşılaşmıştı. Mahur, Maraşlı'nın sebep olduğu olaylar yüzünden vurulmuştu. İlk gerçek geyikle ise, kardeşi ile birlikte evden kaçtıkları ve kardeşinin, istemeden ölümüne neden olduğu o gün karşılaşmıştı. Geyik belki, Mehmet'in küçük kardeşi İsmail'di; belki de Mehmet'in vicdanıydı.
Babasından ve onun ailesine yaşadığı şiddetten kaçan Mehmet, küçük kardeşi İsmail'i de yanına almıştır. Evlerinin yakınındaki ormanda izlerini kaybettirmeye çalışırlar. Babası peşlerindedir. İsmail, annesini geride bıraktıkları ve bir daha onu göremeyeceği için üzülmektedir. Mehmet onu teselli eder. İsmail çok yorulmuştur. Abisi onu sırtına alır ve kaçmaya devam ederler.
İsmail, abisine, bulundukları ormanda geyik yaşayıp yaşamadığını sorar. Geyiği bulunca ne yapacağını soran abisine "Keşke olsaydı severdik" der. Çünkü geyikleri çok sevmektedir ve abisi ile birlikte oynadıkları, bir oyuncak geyikleri de vardır. Mehmet de, geyiğe çok yaklaşılmayacağını, uzaktan bakabileceklerini söyler. İsmail, "sen geyiği seversen o da seni sever der" abisine.
Mehmet, kardeşi sırtında koşarken, babası çok yaklaştığı bir sırada, ayağı taşa takılır ve kardeşi ile birlikte yere kapaklanırlar. Sırtındaki İsmail de, kafasını düştüğü yerdeki sivri bir taşa çarpmıştır. İkisi de bayılmıştır. Mehmet kendine geldiğinde kardeşi İsmail'in baygın olduğunu ve kafasının kanadığını görür. Onu bir ağaca yaslayıp, yardım çağırmaya gider. Yola çıkıp, bir aracı durdurur. O kişi jandarmaya haber verir. Mehmet, kardeşini ormanda bıraktığı yeri tam hatırlayamaz, ama aramaya devam ederler. Bulduklarında ise çok geçtir. Hemen acil yardım ekiplerine haber verilir.
Kafa travması geçiren küçük İsmail, oldukça da zaman kaybedildiği için, belki de ölmüştür. Mehmet pişmanlık ve acı içinde, ormana doğru koşar. İlk defa o zaman, orada, yalnız bir geyik görür. Kardeşinin "bu ormanda geyik var mıdır?" sözlerini hatırlar. Mehmet, daha sonraki yaşamı boyunca, rüyalarında ve hayallerinde, hep o ormanı ve geyiği görecektir. Geyik, Mehmet'in sevdiklerini temsil etmektedir.
