Büyük validesi Türkan Hatun'a seslenerek "Sultanınız Gürgenç surlarında savunma tertibatları almış ve torununuz Ak Şah süvarilerin başında emir beklemektedir. Şehir kendisini saldırılara karşı kapatmıştır. Aylarca yetecek erzakları ve canları pahasına savaşacak askerleri vardır. Başbuğ Timur Melik geçitleri tutmuş ve asker naklini engellemiştir. Şimdi, Gürgenç ile karşınızda ben duruyorum. Sizden Allah aşkına, Muhammed Mustafa aşkına durmanızı istirham ediyorum" dedi.
Bu sözlerden rahatsız olan Uzlag Şah ise "Yeter Celaleddin. Yalvarıp durmaktan bıkmadın mı? Umudun olmadığı için mi iki de bir karşıma geçip bu lafları ediyorsun. Birazcık cesaretin ve gururun kaldıysa askerlerinin başına dön" diyerek Celaleddin'e tepki gösterdi.
Bunun üzerine Celaleddin "Benim cesur kardeşim. Cesaretin varsa tek başına çık karşıma. Bu savaşın neticesini ikimizin teke tek vuruşması belirlesin. Boşa Müslüman kanı akmasın. Var mı cesaretin?" diyerek kardeşine meydan okudu.
Türkan Hatun'un "Sakın böyle bir şey yapmaya kalkışma" uyarısına aldırmadan atından inen ve kılıcını çeken Uzlag Şah ve Celaleddin ordunun önünde tek tek dövüşmeye başladı. Celaleddin ustaca hamleleri ile kardeşini alt edip kılıcını düşürdü ancak tam bu sırada Türkan Hatun'un ordusundan bir asker okla Celaleddin'i göğsünden vurdu.
Bu ihanet başta Türkan Hatun olmak üzere herkesi şok ederken, Celaleddin oku kırıp attı ve kılıcını kınına sokup dövüşü bitirdi. Celaleddin, Behram'ın hediye ettiği ok geçirmez zırh sayesinde bu haince saldırıdan kurtulurken, Türkan Hatun derhal oku atan askeri tevkif ettirdi.
Yapımcılığını Mehmet Bozdağ'ın; genel yönetmenliğini Metin Günay'ın ve başrolünü Celaleddin karakteriyle Emre Kıvılcım'ın üstlendiği 'Bozkır Arslanı Celaleddin'in dördüncü bölümü seyirciden büyük ilgi görürken, sosyal medyada da en çok konuşulanlar arasında yer aldı.