Evlatlarıyla veda konuşması yapan Alpagu ve Teginleri ölümü beklerken Akkız ve Batuga panzehir olan reçineyi yetiştirmek için dörtnala Gök Saray'a doğru at sürerken tacın parçalandığını öğrenmiş olan Obar ve İtbaraklar ile karşılaşırlar.
At üstünde karşı karşıya gelen Batuga ve Akkız'ın intikam yemini etmiş olan Obar ve İtbaraklardan; Çolpan, Sırma ve Yaman'ın hayatlarını tehlikeye atmalarıyla kurtulurlar.
Çolpan, Yaman, Sırma ve Gökbenler Obar ve İtbarakları oyalarken Batuga ve Akkız reçineyi Gök Saray'a yetiştirirler.
Şişenin mantarını açıp Alpagu'nun ağzına döker. Sonrasında sırasıyla Temur ve Kaya'ya da aynı işlemi yapar.
Alpagu ve Teginler bir anda kendine gelemezler. Alpagu gözlerini yavaş yavaş açarak iyi olduğunu söyler.
Ulu Ece, Alpagu'ya sevinçle sarılır. Alpagu, gözlerini açar. Ona ve Teginlere su verirler. Alpagu bu esnada Batuga ve Akkız'a gurur ve şükranla bakar.
Alpagu ayağa kalkarak "Gök Tengri, Batuga ve Akkız'ın eliyle yetişti bize… Candaşlarının da desteğiyle beraber sağalttılar bedenlerimizi. Onların emeğini boşa çıkarmamak ve aldığımız soluğun hakkını vermektir ereğimiz. Her anımız çok değerli. Düşmanın oyun kurmak için düşünmesine bile fırsat vermeden harekete geçeğiz. Çepir illetine tutulmadan önce kurduğum oyuna devam edeceğiz ve İtbarakları acundan sonsuza dek sileceğiz" sözlerine saray halkı "Gök Hanlığı çok yaşa! Alpagu Han çok yaşa!" diyerek zafer nidası atarlar.
Ateş çemberinde aşklarını yaşayan Akkız ve Batuga; Arçuray'ın "Artık muştunuzu herkesle paylaşma vaktiniz gelmiştir. Bugüne kadar gerçeğe bel bağlayan Akkız'la Batuga, imdi ulular ulusu kamın kuşaklarıyla birbirlerine de bel bağladılar. Muştular olsun…" sözleriyle gönüllerinin birbirine bağlandığını Saray halkına muştuladılar.