Hünkar'ın Behice'yle hesaplaşması bıçak darbeleriyle sona ermiştir! Behice Hünkar'ı çalıların arasına sürükler ve şehre döner!
Çiftlikte hayat normaldir. Saniye, Gülten ve Züleyha bahçede çocukları oynatırken Adnan yine küçük konağa kaçar. Yılmaz ve Züleyha bu şekilde bir kez daha karşılaşıp konuşur. Henüz şehri de onların hayatını da alt üst edecek olaydan habersizdirler.
Jandarma tarafından arandığını öğrenen Gaffur kaçar. Huğlara saklanır. Hatip Ağa'yı öldürmek suçundan arandığını düşünmektedir. Oysa olay hiç de sandığı gibi değildir.
Hiçbir şey olmamış gibi şehir kulübünde dedikoduya başlayan Behice'nin gündeminde, gazetelerin manşetlerindeki "Bu çocuğun babası kim?" sorusu vardır. Elbette o bu konuyu, kendi cephesinden ballandırda ballandıra anlatır ama Demir konuşmaları duyar! Hünkar'ın orada bulunmamasına şaşırır! Behice'ye ağzının payını verip sinir içinde şirkete geldiğinde ise, Sevda'nın zarfı geri yolladığını ve Hünkar'ın konuya dahil olduğunu öğrenir!
Demir'in sinir içinde hesap sormaya eve gidişi, önce kendisine yazılan mektubu, sonra da acı haberi almasıyla son bulacaktır.
Acı haber, Demir'i küçük bir çocuk gibi, çocukken saklandığı ağaç gölgesinde gözyaşlarına boğar! Konaktaki herkes onun gibi Hünkarlarını, analarını kaybetmiştir. Züleyha da yaşanan onca şeyden sonra, 'annelik duygusunda' buluşup birleştiği 'annesi'ni kaybetmenin üzüntüsü içindedir.
Haminne'nin gözyaşları yürekleri dağlarken, 40 yıllık aşkına bir kez daha kavuşamadan, bu kez umudu bile kalmadan ayrılan Fekeli'nin acısı sanki herkesin acısını da bir kat daha arttırır! Tüm husumetleri sona erdirmiş görünen acı haber, gözyaşları ve hıçkırıklar eşliğinde dalga dalga tüm Çukurova'ya yayılır.