İlay Erkök, Yaren karakterini canlandırdığı Hercai dizisini anlatıyor

İlay Erkök'e merak ettiklerimizi sorduk. En büyük korkun ne? Sanırım yaşarken ölmek. İstemezdim ya yaşarken ölmek kötü bir şey çünkü. Bir sabah uyandın erkeksin. Ne yapardın? Bence zamanın, mekanın durumuna göre şekillenirdim aslında erkek olsam. Ama bir erkek olarak yapacağım çok şey vardır. Geçmiş mi, gelecek mi? Kesinlikle geçmiş. Ellilere dönmek isterdim. Değer yargılarımızı unutuyoruz günden güne. O zamanlar daha güzelmiş insanlar, mektuplaşıyormuş. Bilmediğimiz bir özelliğin var mı? Var. Dilimi burnuma değdiriyorum. En çok kullandığın emoji? En çok kullandığım emoji iki tane var. Biri 4 yapraklı yonca. Diğeri de minnettarlık işareti. Yani benim için bu minnettarlık işareti. Sosyal medyada en çok güldüğün yorum neydi? 'Senin gibi kızlar, Fırat gibi oğlanları harcıyor Yaren.' Bence doğru, bizim gibi kızlar hep zora gittiğimiz için asıl gerçekten seven insanları harcıyoruz. Aşık olduğun bir ünlü var mı? Hep var. Tek kişi var çocukluğumdan beri, tek ona aşığım, Johnny Depp. En büyük pişmanlığın nedir? Bile bile insanlar konusunda lades olmam. Belki böyle değildir deyip her zaman insanlara şans vermem. Zaman tek durmayan şey hızla akıp giden bir şey ve ben boşa zaman kaybediyorum o insanlarla. Öğreneceğim bir gün inşallah. Hayat motton nedir? Eden bulur. Hayatın bir bumerang olduğunu düşünüyorum nasıl atarsan sana da öyle geliyor. Yaptığın en büyük çılgınlık nedir? Ben İngiltere'de yaşıyordum. Babaannem uzakta yaşadığım için biraz trip atıyordu, yani tavır yapıyordu ve FaceTime görüşmek istediğimde falan bazen açmıyordu. Kapris yapıyordu. Bu bir oldu, iki oldu, bana da bir gün geldiler. O günün gecesi bir anda uçak bulup babaannemin yanına gittim. Çünkü ben aile bağları kuvvetli bir kızımdır. Bir anda çat kapı kapısını çalıp, ne kadar değer verdiğimi, sadece eğitim için gittiğimi ve döneceğimi çok tatlı bir şekilde tekrardan anlattım. Herhalde budur en büyük çılgınlığım. Unutamadığın bir küçüklük anın var mı? Var. Ailem bana sürpriz yapıp bir köpek sahiplenmişti. Golden Retriever, Dafi diye bir köpekti. Köpeğin de senin bir kardeşin demişlerdi. Ben köpeği gerçekten kardeşim olarak görüyordum çocukluğumdan beri o benim kardeşim. Defterimize 'kaç kardeşsiniz?' diye yazdıklarında. Ben üç kardeşiz demiştim ve o köpeğim de üç aylıktı ve üç aylık olarak yazmıştım ama köpek olarak değil iki erkek kardeşim vardır diye yazdım. Hayalinizde olmak istediğiniz meslekte de kasap yazmıştım. Veli toplantısı zamanından önce benim ailemi çağırdılar. Çünkü belli ki ciddi bir sıkıntı var. Sonra annemler bana 'Bir dakika bak Hilal, o bir köpek onu hiçbir zaman unutmamalısın ne olursa olsun o senin kardeşin ama, üvey kardeşin gibi düşün.' diye bir konuşma yaptı. Vazgeçemediğin teknolojik alet var mı? Kettle. Çünkü tüm yemeklerin ve tüm içeceklerin hepsi için sıcak su ihtiyacım var. Midyat'a ilk kez gidenlere ne önerirsin? Tarihi dokularıyla ve yemekleriyle meşhur olan bir yer. Kafra köyüne gidip Pizza yemelerini tavsiye ederim. Süryani kiliseleri ve o kadar güzeller ki manzara olarak tepeden bakıyorsunuz tüm Mezopotamya'yı ayaklarınızın altında görüyorsunuz. Camilerimiz, medreselerimiz çok güzel. Beyaz Su diye bir yer var deresinde çok güzel balıklar var. Geceleri orası bir masalsa şehir oluyor. Bir anda yıldızlarla baş başa kalıyorsunuz. Bence en güzeli de o. Midyat'ta başına gelen komik bir olay var mı? Saat 4 gibi setten eve gelmiştik. Gece alacaklı gibi kapımı çalıyor birileri. Ben de tabii ki setten direkt gelip yatmışım, saçım başım dağınık. Bir de o zamanlar ağlamalı sahnelerim var. Yüzüm gözüm şiş, makyajım akmış ama uyuyorum yani öyle. Kapıyı bir açtım bir sürü canlı yayın yapan gençler, küçük çocuklar. 'Aaa, o ama çok garip tipine bak' falan oldular. Neye uğradığımı şaşırdım. Çünkü tipim zaten çok kötü. O çocukların hayal kırıklığı oldum. O Yaren'i, görmek istedikleri karakter, hiç öyle değildi. Saçım başım bu şekildeydi, böyle açtım kapıyı. Çocukların belki de tiyatroya sevdasında bitiren bir an oldu benim için. Yaren olsaydın? Olamazdım çünkü ben hayatımda insanlara zarar veren insanlardan uzak durmaya çalışıyorum. Çok pozitif olmaya çalışıyorum. Hayatımda karşımdaki insanlarla pozitif oldukça o enerji büyüyor. Ben buna inanıyorum. Çünkü bile bile özellikle bir insanın canını yakmak, kalbini kırmak, öyle insan gördüğümde de direkt biletini kesiyorum. Serdar Özer, İlay Erkök'e soruyor; 'Bu zamana kadar okuduğun kitaplardan, hangisinin sinema filmi olmasını isterdim? Sen içinden hangi karakteri oynamak isterdin? Jan Dark benim çok sevdiğim bir kitap. Yorulduğum zaman hayata karşı veya bazen bir çelme takılır ve bir düşersiniz ya Jan Dark her zaman şeyi göstermek istiyor, sen ne kadar düşersen düş kalkıp yoluna devam etmek zorundasın çünkü inandığın şeyi bir şekilde başarmak zorundasın doğru veya yanlış sen yap sonra ne olursa olsun. Yürekten inanıyorsan zaten bir şekilde bunun sonucu da güzel olacaktır der. Birazcık da erkek gibi bir kızımdır ben erkek Fatma'yımdır. Jan Dark da öyle bir kız bu yüzden de inanılmaz isterdim oynamak. Aslı Samat, İlay Erkök'e soruyor; 'Yaren'le benzeyen bir özelliğini anlatır mısın?' Yaren'le tek benzeyen birazcık bir özelliğim şu. Ben bir çocuğa aşıksam ve bunu kardeşim veya kuzenim dediğim birini anlatıyorsam ve o kuzenim, o kişiyle evleniyorsa bu kadar kötülük yapmam ama mesafemi de koyarım. Hani ayıp ettiniz bana derim. Hepinizi çok seviyorum. Teşekkürler.