Aksel Bonfil ''Kocaman Ailem'i'' anlattı!
Aksel Bonfil ''Kocaman Ailem'i'' anlattı!
Bugün kariyerinize oyunculukla devam ediyorsunuz ama aslında sektöre yazar olarak girdiniz, öyle değil mi?Evet, doğru. Hakan Bonomo adında bir ortağım var. Kendisiyle beş-altı proje yazdık. Aslında yaşım gereği daha çok romantik-komedi ya da gençlik işleri yazmayı seviyorum. Mesela şu an oynadığım 'Kocaman Ailem' dizisinin yapımcısı Banu Akdeniz'i yazarlığım döneminden tanıyorum. Tabii bu dizinin içinde oyuncu olarak bulunmaktan dolayı çok mutluyum.
Dizilerin mutfağındayken oyunculuğa başlangıç nasıl oldu?
Lise yıllarından itibaren her şey oyunculukla başladı ama oyunculuk macerasına ara vermiştim. İzmirliyim; İstanbul'a geldiğimde BKM ile tanışma şansım oldu. Ve hocam Yılmaz Erdoğan ile beraber çalışma şansını yakaladım. Bilgi Üniversitesi'nde sinema-TV okudum ve çok iyi bir yazarlık hocam vardı, kendisi bana yazarlığı sevdirdi. "Arada yazarlık ve yönetmenlik de yaparım" dememe rağmen yazarlık daha ağır bastı. Annem-babam beni sinema ve tiyatroya çok götürüyordu, onlar sayesinde vizyonum erken yaşlarda gelişti. Yazın İzmir Fuarı'na gelen etkinlikler olurdu; onları izlerken büyülendiğimi hatırlıyorum. Beni bu yolculuğa başlatan tiyatrodur.
Kocaman Ailem dizisinde anlatmak istediğiniz nedir?
Çok başrollü, çok karakterli ve herkesin hikayesinin güzel işlendiği bir iş yapıyoruz. En genel çerçevesiyle aile olmayı anlatıyoruz. Aslında kolay bir şey de değil, çünkü ailede herkes aynı karakterde olmuyor veya bir anne-baba kusursuz olmak zorunda değil. Onlar da insan ve onlar da gençliklerinde hata yapmış olabilirler. Çocukları olduğunda da mutlaka hataları olacaktır. Zaten çocuklar da büyürken ve dünyayı keşfederken hatalar yapıyor. İşte bütün bu yanlışlara, eksiklere rağmen birbirini sevmek ve birbirini böyle kabullenmek üzerine bir mesajımız olacak. Yardımlaşma, dayanışma, aile olma, bir olma teması bizim dizimizde çok sıcak bir şekilde işleniyor ve izleyicilerin dizimizi çok seveceklerini düşünüyorum.
Sanırım 25 yıl sonra gerçekleşen buluşmalar olacakmış...
Evet, Hulusi Baba'nın başına talihsiz şeyler geliyor ve beni görevlendiriyor. ''Zamanında ah aldığım üç kadın var, onlardan helallik isteyeyim, yoksa başıma çok kötü şeyler geleceğini hissediyorum. Annem de rüyasında gördü" diyor. Ben de o üç kadını buluyorum ve bir bakıyoruz, Hulusi Baba'nın bu kadınlardan çocukları var. İşin tuhafı Hulusi Baba kocaman bir çiftlikte yaşayan ve yalnızlığa alışmış bir adam. Kadınlar ve çocuklarla başına neler geleceğini izleyeceğiz.
Hulusi'nin manevi oğlu Demir olmak nasılmış?
Demir, yetimhanede büyümüş bir çocuk; biraz itilip kakıldığı için kendisini savunmak zorunda kalmış, o yüzden boks yapmış. Hulusi Baba, onu kanatları altına alınca eğitim ve iş tarafına yönelmiş, o eski dünyasını bırakmış. Şimdi çok yardımsever ve herkesin yardımına koşan, kendi dertlerindense başkalarının dertlerini ön plana koyan ve insanları mutlu etmek için çabalayan biri. Belki de ileride, "Ben herkesin yardımına koşarken kendimi unutmuşum" diyebilir. Galiba Demir'e benziyorum.
Sabah/Günaydın